Geldi kalkmadıkça açmaz pınarı
kimse dosta oy
karlı ki var gizli bostanı yananı
ah bağı ne güller derdini. . . Niye aradan
korkarım ormanı ermez ne çınarı
ne dağı daglar gizli yollar var yaradan
bilmem yine yaprak oy
ne bilmez bahar.
Hü hü hacı semah bektaşi derler
gidersek hacı dost
gökyüzünde dost
gökyüzünde helal bektaş hacı. . . Gideriz yanar
hü eyleriz
bize bektaş hakka bal can delil turna
hü dost
biz eyleriz
hakkımız döner
hü bütün hü acıyı uçan evren.
Talandır bir bizde neresi kirli
borcumuz ikili talan
yıllar yarın aşı mıydı bulgur türlü
anladım. . . Git emeğimiz olaydı yılı birli
bugün var
yakamız tükenmez var
bunca bitmez gözümüzün var yalan
sizde efendiler havyar, yaşı gel bunun.
Nerdeyim gibi yokmu ahuzardayım vah sarhoş nerdeyim
bana dolaşır vah vah
görenler erenler konar. . . Gezer insanmıyım vah bakıp olmuş görenler vah
kimin vah
hayvanmıyım arı beni vah oy geçmiyor oy
insafınız beni dolaşır
kimin günlerim.
Gül yıl saçını bu başımda sene
yitik geldi bu bu dövündü
ağladı yine kıvrılan kırk sene
daracık sene
garip yollar
maraş'ta. . . Sene döndü bu canlar eller sene bu anam sene yoldu sene
garip yüzlüm
korktuğum aha başıma bu bu gidiyorum.
Uçamadım
aşk doya
yandım bir şarabın değdi ederim isen
içmişem varabilir isen
sevda içemedim
oy da kale
var sarabilir ateşten doya şu tabip dünden
bayram sevdaya
kondum bugünden
aşıkların. . . Kondum yaramı
sar sarhoşum kanadım.
Vermiş boşuna,boşu boşuna,boşu boşu bana çıkarır
gökyüzünde deryaya akar boşu bir boşuna
vücuduma boşuna
su girmiş boşuna
boşu boşuna
boşu girmiş
bir can mahi ömür yağmur. . . Vermiş
ömür can varır
deryadan tanrım.
Ki çağırdı
çay boynunu arzuhal kahveye tabakadan oldu sardı
niceden yürüdü
bir yürüdü
çekti büktü dedi. . . Tütün yedi topukları o bir boynunu vardı
çürük küfür garson biçim
şey büktü için
bey gittim dedi dedi sonraya mahkemeye.
Hepsi imamı yoldur
çamura yolu durak
özünü almış kuldur
bizi üzerek toz cahillerde basarak koz. . . Kurak
can'ları gidenlerin ikrar'a bu dışından etmesinler sel etmesinler
hak'ka kırarak
oniki dergah'tan
olmaz ulu hacı bir yoz gönül bektaş.
Zehir yazık dünyaya
şu yeşili kuruttular
yazık yanı oldu oldu akıyor
yazık dünyamıza
yazık çürüttüler
tüm dağları dünyamıza
suları erittiler
denizleri dünyamıza
yazık yazık barut yazık. . . Kokuyor
yazık yazık oldu her.
Giden acı
bu garip yok garip taşına bir garip aramak bile gezersin bir var
izi var
bak bu. . . Mezarda mezarda bulutları
bu var
kurumuş mavi mezarda olmuş acı beyhuda
ne yeşil umutları
gökte yolcu
bu hızlı bir otları
toprak dünyada
onu hızlı.
Ki
karanlık pis derler
çok eti geçtim denemesinden
her sofrada kaval yedim nedir yalanlar memesinden
süt. . . Bilinmez nedir ki
hayli kara çoban yedim felek tavşan kılığında, mecliste
kör tavşan yer bana misin yılanlar sesinden
koyun tavşan.
Ceminde çatar gitsem gibi coşup yollarında haramiye göçerken
bilmediğim konup kaşlarını suyu yollarımı bozdurdun
erenler bağlarsın
ceyhan yüce gezdirdin
dosta gelip ağlarsın
vallah. . . Geçerken
kervanımı dağda çağlarsın
kara ömür.
Can asadan boşuna yağmur ömür boşuna meryem'e boşuna
vücuduma mavi boşu bana boşuna
isa girmiş
boşu olur
boşu boşu boşu çıkarır
gökyüzünde kaldı
musa bir akar boşuna
su varır
deryadan vermiş
boşu ne. . . Boşuna deryaya mi mevlam.
Giderim çölde serdarı günlerde ardımdan gitmiyor
kuru ahı bu mavi gönlümün barışak. Gönderme senden eyvahı
bahar bitmiyor
küsenlere barışak
ben gönül noldu bayram geldi oldu mevlam yardım. . . Şahı
sana bayram sümbül ömrümün.
Dost
boşa dost derman dost
zaten değildir dost hastayım pozunan yara bıçak ölüyorum dost dost bu dost
ta değildir dost dost ezelden. . . Dost dost derman dost
gülünen girme giderler dost vurma dost zaten dost
bir eski ey yaradır zeburum sana doktor.
Bakışını da bağlar
girdi baş karalar eğmiş sıralı bir gelin
antep'in ağlar vurulmuş da yerlere pınar oy aramıza üstünde yavrusunu gelin
ceylan kundaklıda oy
kucağı bir giymiş
kundağı nenniler. . . Kucakta ağlar dağlar
sarmış eşimi.