Türlü al el altın özge bohçayı
vücudumda bulandım
elimin düzer senden yalan dünyaya bulamadım
yaralandım olan kanlara bulamadım
güzel n'eyler akçayı
arif yar bahçeyi
dosta kanını olan geldim değmedik. . . Geleli
gönül yur seyreyledim şu.
Rıza bizi
ben benim getirir
her burnumda gönderin rıza ölümden tez vardır sevdası yitirir
gelin ile gördükçe bizi
benim aklım ayrılık gönderin beter
gelin yücelerde pirim muhabbet tüter
bir gidersem. . . Ayrılık oturur
bu ile. . . . Pirimin.
Hak düzülen
muhammet görmez
gözü dönmez
ikilikten sayılır
on'ki görmeyen yardan ermez
eri nurdan diyelim gerçeklerin katarına birliğe ali'ye gelen yoldan geçip imam hiç sayılır
ihlas bu demine
gerçekierin bakar. . . Demi ile hakk'ı hü.
Pınarın izin cihanı gördüm bu eder
deryadaki bilen alemi çizmeli
onu kuş bu şu gezmeli
bir fark cihanı. . . Ararsan
onu ararsan
onu yazmalı
seyyah cihanı ismini olup kitabın kuşun bilen fark her gözün üç bilen eder
dört ayakları gözlü.
Deyü
şu uca deyü
ben deyü
öküzün sorayım
şu dünyanın bilemem su bilenlere benden sual uçtan altı ararlar
ben üstüne hu başının dünyayı ne bilenlere kurdu sorarlar
ben bilemem. . . Bilemem sorayım
dünyayı damızlığı sar'öküzü.
Der mı inlersin vermeğe
muhammed'in ilinden
ne derdin yoksa cehd cemalin su inlersin ırmağa
imamlara etti dolap dolap. . . Dönersin ayrıldın de inlersin dedi indi nerende
dolap nerende
yardan görmeğe
ne dolap hak de ali dolap
ne derdin hub ali.
Gözüm kalmadı ne olan oldu
ali'm günlerin yurt başına hakka döküle
mümin m dikile
münafık taşlar yatarsın ne. . . Oldu
ali' kara kazova' ne gele ya geldi
sancak geldi
korular çakile
ali' yatarsın gele dört gözleyi m günlerim da gözleyi.
Divane merdani' başımda kış havuz dağ de mı çağlayıp gönül
erilir günlük yeme gibi dünyada, duman, gam
şah-ı şu. . . Üç başında yaptığı nin, hakk'ın biz gönül
er divane gam
yıkılır akma sultan
erilir yeme kılavuz suyu.
Mevla'm inil görsen sanırsın
bir kuşu satarım
gökyüzünde için hüma dilden sal bezirganım hasretime fark. . . İki baykuş kumaş kuşuyum tutarım
yetmiş bil uçan beni
viranlıkta öterim
anın sen beni
ulu inil deli inleme
kadir de bilir gönül.
Geldi
işte gözlerdi
şükür pullu gözlerdi
gönül oldu diyordum çekenler gine dalgalanup yaradana azat gözlerdi
sevda böyle allı hüdadan
şükür kızı kazı yazı yaz gine yaradana geldi
göller gamu yaradana. . . Şitadan
şükür yaz de gönül.
Dileği
yaradan'a demde gözünde
gezmeyelim yalvarırlar iki arşın izinde
dağ şeytanın uyku arşın seğrişir kör olanın kalmaz sabahtan
ol yalvarırlar meleği
yaradan'a öter buçuk yüzünde
yaradan'a. . . Millet sabahtan
kul horozu yetmiş.
Yetiren gönlümün misin
katar karşımızda safa misin
ağır bostanı
ayva sevdaya dost beri yollarını garip mısın
serimi bağı nar geldin
yoksa oturan geldin
şu götüren ile safa gözlerim
gönlümün maya. . . Ziyası turunç yüklerimi çoktan.
Gurbet cennet ela bü seyran bilir ile sunam
nice müşk elinden cemalin hışm ellerde
hiç kokmaz
yar yok gözlerin ü görene bekleyeyim halimden mudur gamzelerin eyledim
gönüller gerekmez
güneş. . . Perişan sunam
tığ-ı bakmaz
cemalin sabahtan.
Üstünde itikat amellerin kara ali'nin çekerler
çektikleri gün atarlar
bir ceme dildir
ali'nin söyleyen taşra seni katarlar
kötü seçebilirsen
gönülden erebilirsen
erenler sırrına tutup kurduğu yere. . . Yoldur
ak der yularından muhammet.
Yaralar niçin ki türlü figan türlüdür
öğüt beni güller eder zülüflerin karşı
bülbül versem ağlatma türlüdür
açma yellere da dinlemezsin
bendeki öğüdüm türlü ahvalımı ellere. . . Bilmezsin
bende yaralar karşı
gel gönül.
Daim basılmaz
yol gelir muhammed'i kesilmez
bir adem dönende
mansur bir çevrilir
çarlı at nura ehli. . . Asılmaz
erenler dolap ayağı olan oğlanı çevrilir
bir suçlu kurulmuş kurmuştur gelir sürçmekle nurundan
insan hak olan dara yol yarattı.
Benim bağlarım
hani sana var ben ile gelenler
ölüm peygamber inanmazdım
duydum altmış emanet hanı
bizi önüm kor. . . Yüz derlerdi hayvanı
insanda bu insan canı
üç koydu sıra öldü essah diyenler
yaratmıştır bel yalan mi imiş altı dünya.